Haber

6 Şubat Depreminin Birinci Yılında Kayıp Aileler Hala Aranıyor

Haber: DİLAN KUTLU / Kamera: MEHMET MEHMETLİOĞLU

6 Şubat depreminin ilk yılında depremzedeler hâlâ kayıplarını arıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş kayıp çocuk olmadığını söylese de veliler çocuklarını aradıklarını belirtiyor. Kızını ve torununu arayan Şengül Kılçık, “Lütfen bana bir mezar taşı verin. Artık hayatından umudum kalmadı o yüzden mezar taşı istiyorum.” Malatya’da oğlu Uğur Gezer’i kaybeden anne, “En azından öldüyse cansız bedenini versin, yaşıyorsa dirisini versin. Mezarı olsun. Belki onun da cenazesi olsun” dedi. Bir nefesti ve o öldü, ama ben her gün ölüyorum… Başkan’dan yardım istiyorum, onları tek başıma büyüttüm.” “4 çocuk büyüttüm, hem anne hem baba oldum. Onların tüm acılarını gördüm” dedi.

6 Şubat depreminin birinci yıl dönümünde Ankara’da seslerini duyurmak için eylem yapan depremzedelerin aileleri, muhalefet partilerinin Meclis’te soruşturma komisyonu kurulması yönündeki önerilerinin reddedilmesine tepki gösteriyor.

Pek çok depremzede hâlâ Ankara’da gözyaşları içinde bekliyor, mezarlarda, hastanelerde ve sosyal medya paylaşımlarında kayıplarını arıyor… Kayıp oğlu Uğur Gezer’i arayan anne, ANKA Haber Ajansı’na konuştu:

“O BİR NEFES VERDİ GİTTİ AMA BEN HER GÜN ÖLÜYORUM”

“Onun yılı bitecek, oğlum ne öldü ne de diri. Kızımla ben evde depreme yakalandık, oğlum da kendi evinde depreme yakalandı. Çalmadığım kapı kalmadı. Oğlum 34 yaşında. Bir buçuk ay boyunca enkazı takip ettik ama enkazda onunla ilgili hiçbir şey bulunamadı. En azından ölmüşse ölmüştü, yaşıyorsa sağ bulunmuştu.” Lütfen ona bir mezar olsun. Sanırım nefesi nefesti ve gitti ama ben her gün ölüyorum. Allah’ın felaketine yakalanan çocukların hiçbir suçu, günahı yoktur. Lütfen bize yardım edin, kayıplarımızı bulun… Kalbimize bir tas soğuk su döksünler, kurtulalım. Ben bu çileden geliyorum. Başkandan yardım istiyorum. Onları tek başıma büyüttüm, 4 çocuk büyüttüm, hem anne hem baba oldum. Hepsinin acısını gördüm. Hasta yatağımdan kalkıp Malatya’dan geldim…”

“ONUN HİÇBİR UMUTUM YOK AMA MEZAR TAŞI OLSUN İSTİYORUM”

Kahramanmaraşlı Kılçık ailesinin torunu depremde hayatını kaybetti. Kılçık ailesinin kızı ve diğer torunu kayıp.

Anne Şengül Kılçık, “Songül’üm ve Eylül’üm kayıplar. Bulamadım, bugüne kadar bekledim. Bulunsunlar diye bekledim, beni oyaladılar. DNA’mızı verdik. Yakışmadı.” … Hayır. Hastaneye başvurduk, aradık, kayıt yok. Ne geceyim ne de gündüzüm. “Gündüz… Nasıl yaşarım? Kuzularımı istiyorum… Ölmüşlerse, ölmüşlerse, yaşıyorlarsa… Lütfen bana bir mezar taşı versinler. Artık yaşayana dair umudum kalmadı, o yüzden bir mezar taşı istiyorum” diyor.

“KIZIMIN PAYINI HASTANEDE BULDUM”

Fadime Gökçe’nin kızı Fikriye Aybüke Körük, Kahramanmaraş’taki Ebrar Sitesi’nde depreme yakalandı. Gökçe ANKA’ya şunları söyledi:

“Depremin ertesi günü Maraş’a gittiğimde evleri yıkıldı ama kızım çıkmadı. 10 gün orada bekledim. Şubat ayında DNA’mı verdim, kızımın fotoğrafını derginin yayınında buldum. İzmir İl Sağlık Müdürü ve İzmir Tepecik Hastanesi’nde kaydını buldum. Oraya gittiğimde kızımı yine bulamadım. Kızımı istiyorum, artık kızımsız yaşayamam. Meclis’e gittik, görüştük. Milletvekilleriyle görüştük ve kayıplar için birim kurulmasını istedik. Sedyede resmi olduğu için kızım canlı olarak dışarı çıkarıldı. Ben orada 10 gün beklerken bulunan her cesede baktık. , ben ve kızım yoktu.

6 Şubat’ta Maraş’ta olacağım ama kızım orada olmadığı için orada nasıl olacağımı hayal bile edemiyorum. Ben onun evinin olacağı yerde olacağım ama kızım yok. Hastane kayıtlarını sorduğumda önce ‘hiçbir şey’ dediler, sonra bulduk. ‘Tedavisiz geldi, gitti’ dediler. Bir depremzedeyi nasıl bırakabilirler?

“Onun en sevdiği yemeği pişirmiyorum”

Evin içinde Aybüke diye bağırıyorum, sabaha kadar uyumuyorum. Onun en sevdiği yemekleri yapmıyorum. Sabah saat 4’te bir “çıt” sesi duyarsam kızımın geleceğini umarak kapılara bakarım ve pencereden aşağıya bakarım. Sabah uyandığımda kızım olmadığına küfrediyorum. “Gece gündüz aynı… Lütfen önerileri kabul edin, bir komisyon kurun ve bebeklerimizi bulun.”

Hatay’daki depremde yıkılan Rönesans Residence’ta kızını ve eşini bulamayan Bulut Özgül, “Tüm aramalardan sonra enkaz altında hiçbir şey bulunamayınca 6 ay boyunca aramaya başladım. Şehir hastaneleri, depremzedeler hangi hastanelere gitti, sevgi evlerine hangi çocuk evleri teslim edildi?” Ben götürülen çocuklarla, ailelerine teslim edilen çocuklarla ilgilenmeye çalıştım. Bu böyle devam etti. Şu anda 12. aydayız ve kızım ve eşim hakkında hiçbir bilgi yok.

“HER BİLGİ BENİ YA ADANA’YA YA İSTANBUL’A GÖTÜRÜYOR”

Kızımla ilgili şu an aldığım ihbar sayısının 10’un üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 6 Şubat sürecinin ardından reklam, poster, pankart yaptırdıktan sonra dördüncü gün ihbar geldi. Kızımla ilgili ihbar geliyor. Kızım hakkında sürekli raporlar alıyorum. Her rapor beni buradan ya İstanbul’a, ya Sakarya’ya, ya da Adana’ya götürüyor. Onu takip edip farklı illere gidiyorum ama çıkmayınca yine mağduriyet yaşamaya devam ediyoruz. 6 Şubat’tan sonra ölenlerin tüm cenazelerinden mezarlar tekrar açılıp DNA örneği alınırsa milletin acısının biraz daha hafifleyeceğini biliyorum. Bir yıldır hayatta olduğunu söylemiyoruz. Ölse bile bir şekilde yerini bilelim… Gidip en azından mezarını ziyaret edelim. Ama kızımın hayatta olduğundan emin olduğumu biliyorum.

NURHAK BELEDİYE BAŞKANI BOZAN: “HER ŞEHİR VE İLÇEDE KAYIPLAR İÇİN KOMİSYON KURUYORUZ”

Kahramanmaraş depreminden etkilenen ilçelerden Nurhak’ta da kayıp aileler var. Nurhaklı depremzede aileyle birlikte Ankara’ya gelen Nurhak Belediye Başkanı İlhami Bozan, kayıplar için her il ve ilçede komite kurulması gerektiğini belirterek, ANKA’ya şöyle konuştu:

“Bu insanlar zaten her gün büyük acılar yaşıyor. Yardım etmeyenleri, burada basın açıklaması yapmaya zorlayanları da kınıyorum. Bu insanların tek isteği kayıp kişilerin bulunması ve akıbetlerinin ortaya çıkmasıdır. Ne yazık ki hepsi Kurumlar bir kenara çekilerek aileleri acılarıyla baş başa bırakıyor. “Önerilerin neden reddedildiğinin kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Bizler belediye ve yerel yönetimler olarak ailelerimizin yanında olmaya çalışıyoruz ama maalesef hükümet eksik olduğu için bu durumda pek bir şey yapamıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi hariç her ilde, her ilçede kayıplarla ilgili komisyon kurulması gerektiğini düşünüyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu