Halkların Demokratik Partisi (HDP), İstiklal Caddesi’ndeki bombalı saldırının ardından, hükümetin “Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) benzeri yapılarla olan ilişkileri ve bunun siyasal-toplumsal etkilerinin ortaya çıkarılması” için TBMM’ye araştırma önergesi verdi.
TBMM Genel Kurulu’nda önerge hakkında söz alan HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Saruhan Oluç, “İktidarın Suriye dış politikasını uzun yıllardır tartışıyoruz ve bu yanlış dış politikanın yarattığı sorunlara ve sonuçlara hep işaret ettik ve vurguladık. Hatırlatmak için söylüyorum, bu iktidar, Esad’ı devirmek ve Emevi Camisi’nde namaz kılmak hevesiyle Suriye’deki iç savaşa uzunluklu boyunca dâhil oldu ve vekâlet savaşlarını yürüttü” dedi.
‘ERDOĞAN BU NOKTAYA GELİNCEYE KADAR ÇOK BÜYÜK BEDELLER ÖDENDİ’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Grup Toplantısı’ndaki sözlerini hatırlatan Oluç, “Bakmayın siz, bugün Tayyip Erdoğan ‘Siyasette dargınlık, küskünlük olmaz; Esad’la da görüşeceğiz elbette’ diyor ama bugüne gelinceye kadar çok büyük bedeller ödendi ve ödenmeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
“Bu yanlış politika, bir taraftan mülteci ve göçmen sorununu devasa bir noktaya getirdi, diğer taraftan Türkiye’de sayısı bilinmeyen, uyuyan IŞİD hücrelerini yarattı; bunu da daima söyledik” diyen Oluç, “Bakın, Türkiye’nin çeşitli illerinde IŞİD’liler yaşıyorlar, çalışıyorlar; vakit zaman operasyonlar yapılıp bunlar yakalanıyor, ortaya çıkarılıyor lakin bu ilgileri daima vurguladık ve söyledik. Yani aslında, bu iktidar, El Düstur türevi ve artığı ne kadar örgüt varsa, yapı varsa IŞİD’den El Nusra’ya, Ahrar-uş Şam’a kadar bütün bunlarla maddi, manevi, lojistik ilişkileri sürdürdü; bunu biliyoruz, bütün dünya biliyor” ifadelerini kullandı.
‘HTŞ, AZEZ’E YÖNELDİĞİNDE MİT’İN DEVREYE GİRDİĞİ YALANLANMADI’
Suriye’de İdlib’i kontrol eden Heyet Tahrir el-Şam örgütünün Suriye Milli Ordusu’na (eski adıyla Özgür Suriye Ordusu) saldırdığını hatırlatan Saruhan Oluç, şöyle devam etti:
“11-13 Ekim 2022 tarihlerinde Türkiye’nin terör listesinde yer alan Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) yanına birkaç muhalif gücü alarak Afrin’e girişi gerçekleşti hatırlıyorsanız. HTŞ ve yanındaki güçler Azez’e yöneldiğinde ise Ulusal İstihbarat Teşkilatı’nın devreye girerek 14 Ekim’de Suriye Ulusal Ordusu kümeleri ile HTŞ ortasında bir muahede sağladığı ve bu gelişme üzerinden Zeytin Kısmı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgesindeki muhalifleri tekrar organize edip yekpare bir ordu kurmaya çalıştığı, 14 Ekim mutabakatından sonra 2 Kasım 2022’de de Gaziantep’te bir görüşme yapıldığı ve bu görüşmede SMO kumandanlarına ortak ordu, tek sivil idare ve birleşik emniyet teşkilatı oluşturulması için iki ay mühlet verildiği, taleplere uyulmadığı takdirde bu kümelerin alternatifsiz olmadıklarının belirtildiği ulusal ve milletlerarası medyada yer aldı ve bu gelişmeler Türkiye’de iktidar tarafından yalanlanmadı yani sürdürülen bir ilişkiden söz ediyoruz.”
‘İSTİKLAL CADDESİ’NE BOMBAYI GETİREN KİŞİNİN 3 KARDEŞİ IŞİD SAFINDA ÖLMÜŞ, 1’İ ÖSO KOMUTANI’
“Bu sürdürülen ilişkiler Türkiye’de nelere yol açtı?” diye soran Oluç, “Reyhanlı, Reina, Diyarbakır, Ankara Gar, Atatürk Havalimanı, Suruç, Sultanahmet üzere bombalı akınlara yol açtı bu sürdürülen münasebetler; IŞİD tarafından bu akınlar yapıldı ve insanlarımız katledildi. Artık, en son, Taksim’de -büyük bir insanlık suçu, lanetledik- bir bomba patlatıldı ve 6 yurttaşımız hayatını kaybetti, çok sayıda insanımız yaralandı” dedi.
İstiklal Caddesi’ndeki bombalı akınla ilgili çelişkili açıklamalar yapıldığını belirten Oluç, şunları söyledi:
“Taksim’deki saldırıdan bugüne kadar büyük bir bilgi kirliliği yaratıldı ve bu bilgi kirliliği aslında bilinerek yaratıldı. İçişleri Bakanı ‘Afrin’den geliyor bombayı patlatan, taşıyan’ dedi, sonra ‘Afrin’den gelmiyormuş’ dedi, Yardımcısı ‘Kamışlı’dan geliyor’ dedi, kendisi Plan ve Bütçe Kurulunda ‘Münbiç’ten geliyor’ dedi. Gözaltına alınanlarla ilgili de büyük bir bilgi kirliliği var. Sonra ortaya sızdırmalar yapıldı, çeşitli sözler ve bağlantılar sızdırıldı. Bu sızdırılanlardan bir tanesi, bu yakalanan, bombayı taşıdığı söylenen şahısla ilgili. Eksik bir tabir doğal ki, sözün tamamı olmadığı muhakkak ancak tabirde çok farklı şeyler var. O sözden anlıyoruz ki bu bombayı taşıyan kişinin ağabeylerinden birisi ÖSO komutanıymış, ÖSO kumandanı. Demiş ki tabirinde, 6 kardeşler, 3’ü ölmüş erkek kardeşlerin. ‘Hani, ne oldu; hastalandı da kanserden mi ölmüşler’ diye merak edeceksiniz, öyle değil; IŞİD saflarında savaşıyormuş 3 erkek kardeşi El Beşir’in. El Beşir’in aile ilişkileri böyle; 3 erkek kardeşi IŞİD saflarında savaşırken öldürülmüş, bir ağabeyi ÖSO komutanı, kendisi de bomba taşıyıcısı; durum bu.”
‘BU OYUN PLANINDAN VAZGEÇİN’
İktidarın savaş ve çatışma ortamında seçime gitmek istediğini savunan Saruhan Oluç, “Şimdi, bunların hiçbiri konuşulmuyor, bunların hiçbiri üzerinde tartışma yapılmıyor, bunların hiçbiri üzerinde kıymetlendirme yapılmıyor, soruşturma eksik yapılıyor; dezenformasyon almış, götürmüş ve iktidar aslında dezenformasyonun merkezi hâline gelmiş ve bu dezenformasyonla bir oyun planı kurmuş. Nedir oyun planı? Burada dün de söyledim: Oyun planı, savaş ve çatışma ortamında Türkiye’yi seçime götürmek, oyun planınız bu. Bugün Genel Lideriniz küme toplantısında açıkladı oyun planının bu olduğunu. Biz de onun için diyoruz ki: Bu oyun planından vazgeçin, savaş ve çatışma ortamından uzak dursun Türkiye; barış içinde bir seçim ortamına gitmenin imkânlarını yaratalım” dedi.
HDP Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç imzasıyla verilen önergenin gerekçesinde de İstiklal Caddesi saldırısının zanlısı Ahlam Albashır hakkında çelişkili açıklamalar yapılmasının soruşturma hakkında güvensizlik oluşturduğu belirtildi.
Gerekçede “İçişleri Bakanı farklı, Emniyet farklı konuşmaktadır. Yetkililerin sık sık çelişkili bilgileri kamuoyu ile paylaşmaları, soruşturmanın kapalılığını kasıtlı olarak ihlal etmeleri önemli baş karışıklığına sebep oldu. Hasebiyle tüm bu gelişmelerden hareketle İçişleri Bakanı’nın kendi içinde tutarsız ve çelişkili açıklamaları ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün şüphelileri sorguladığı dört günün sonunda elde edilen bilgilerin tutarsızlığı soruşturmayı yürüten makamlara güvensizliği de derinleştirmesinden dolayı yasama makamı olarak TBMM bünyesinde bir araştırma komitesi kurularak ÖSO-HTŞ vb. kümelerle olan bağlantıların açığa çıkmasını, aydınlatılmasını talep etmekteyiz” denildi.
TBMM Genel Heyeti’nde yapılan oylamada önerge AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. (HABER MERKEZİ)
