Haber

İliç’te 3. gün: İşçiler ve amirler felaketi öngördü

ERZİNCAN – Erzincan’ın İliç ilçesinde meydana gelen Çöpler Madeni faciasının 3’üncü gününde arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. 9 kişinin enkaz altında kaldığı maden sahasında kayıp yakınlarının arayışı sürüyor. İki gündür bölgede bulunan ve enkaz altında kalan işçilerin yakınları, arkadaşları ve Anagold Şirketi çalışanlarıyla görüşen Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütlenme Uzmanı Mert Batur, İliç’teki felaketi Gazete Duvar’a anlattı.

‘AİLELER İŞÇİLERİN CENAZELERİNİN TESLİM EDİLMEMESİNDEN KORKUYOR’

Enkaz altında kalan personelin ailelerinin hukuki desteği ikinci aşama olarak gördüklerini belirten Batur, “Şu anda ailelerin ilk acil talebi canlıların çıkarılmasıdır. Ölü ya da diri de olsa, Her halükarda çıkarılıp teslim edilmeli. Çünkü benzer vakalarda cenazeleri daha önce teslim edilmemişti. Teknik “Zor olduğunun düşünülmesi bunun yapılmayacağı konusunda şüphe uyandırıyor” dedi.

Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütü Uzmanı Mert Batur

‘BÜTÜN SORUMLU KİŞİLER YARGILANMALI’

Olay yerinde ve soruşturma kapsamında 4 savcının görev yaptığını belirten Batur, şöyle konuştu: “Bu 4 savcının hızla delilleri toplaması ve sorumlulukları doğrultusunda belgeyi kurup değerlendirmesi gerekiyor. Ailelerin talebi sorumluların tatmin olmamasıdır. En son düzeyde ama en üstteki tüm sorumluları da kapsayacak şekilde belgenin genişletilmesi. Ailelerin de talebi bu.” Ailelerin adalet duygusunun karşılanması önemli noktalardan biri olacaktır. Burada hem ailelerle hem de personellerle bu talepler etrafında görüşmeye devam ediyoruz. Bu anlamda ailelerin ve personelin bundan sonraki haklarını ve bu konudaki taleplerini yasal zeminde ve sendikal düzeyde arama çabalarını da destekliyoruz. “Sizi ağırlamaya çalışacağız. Hiçbir personelimiz veya ailesi yalnız bırakılmayacak.”

YENİ BİR HEYELAN OLASILIĞI

Siyanürle kaplanan Paşa Dağı’nın çökmesi sonucu meydana gelen felakette çok sayıda işçinin ölmemesi ya da enkaz altında kalmamasının büyük şans olduğunu vurgulayan Batur, şöyle konuştu: firma ve yetkililerin burada çalışan arkadaşlarının anlattığı resim. Çöken Paşa Dağı yapay bir tepe. Sonuçta geriye kalan malzeme ise “Siyanür içeren toprağın yığıldığı doğal olmayan bir alan” dedi.

Bütün bunları gözlemleyen Batur, risk boyutunun çok yüksek olduğunu, çalışanlarının transferi ile yeni bir heyelan ihtimalinin hala bulunduğunu belirtti.

‘Siyanürün TOPRAKLARA KARIŞMAMASI MÜMKÜN DEĞİL’

Siyanürün toprağa karışmadığı yönünde yapılan açıklamalara değinen Batur, “Siyanürün toprağa karışmaması mümkün değil. Bu da ‘iki numune aldık baktık bir şey yok’ diye söylenebilecek bir şey değil. Az önce aldıkları numuneye siyanür bulaşmamış olabilir. O örnek de şüpheli. Ne yazık ki oraya çıkmasa bile bu siyanür sonunda yer altı toprağına, hatta yağmur suyuna bile karışacak. Siyanürün arıtılmasının önümüzdeki 2, 3, 4 ay içinde tamamlanamaması halinde tamamlanmayacağına dair gözlemlerimiz var. Siyanür de yağmur suyuna ve toprağa karışacak, oradan da etrafa yayılacak. İçeride çalışan personel bunun kesin olduğunu belirtiyor. Şimdilik doğrudan Fırat Nehri’ne karışması engellenmiş gibi görünüyor ancak teknik olarak bunun toprağa veya yağmur suyuna karışmasının önünde bir engel olmadığı için gerçekleşeceği düşünülüyor” dedi.

AFETİN ULUSLARARASI BOYUTLARI

Maden faciasının uluslararası boyutları olduğunu belirten Batur, şöyle konuştu: “Burada bir Türk-Amerikan ortaklığı var ama Amerikan şirketinin de uluslararası ortakları var. Burada bu felaket yaşandığında Amerikalı şirket ve Türk ortakları, uluslararası ortaklarına güvence vermek için hızla büyük bir çevrimiçi toplantı düzenlediler. Şirketin hisse değerini kaybetmesini engellemeye çalışıyorlar. “Bunun aynı zamanda uluslararası sorumlulukları da var.”

‘İŞÇİLER FELAKETİ TAHMİN ETTİ’

Batur, çalışanların sefer şirketini defalarca uyardığını anlattı: “İşçiler bunun olacağını kesin olarak tahmin ediyorlardı. Sadece ne zaman olacağı belli değildi. Hem çalışanlar hem de iş amirleri bu konu hakkında defalarca uyarılarda bulunmuştu. İşçi arkadaşlarımız bize, çatlakların oluştuğunu ve kapasitenin çok aşıldığını, çevresinde kullanılan ekipmanların buraya yığılan toprağı taşımaya yetmediğini anlattılar. “Ayrıca çalışan arkadaşlarımız daha önce de patlama olduğunu ve bu patlamaya yama yapılarak müdahale edildiğini, şimdi ise doğal olarak tekrar olduğunda onu durduracak hiçbir şeyin olmadığını söylüyorlar.”

Uyarıların ardından taşeron firmalardan birinin çalışanlarını göndermediğini söyleyen Batur, Anagold firmasının ve en büyük taşeron firmasının tam kapasite çalışmaya devam ettiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

sandikli-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu